efendim hattı zatında
ceviz çok faydalı bir yemiştir
ve bende çok severim kendisini
bir gün sokaktan geçerken
gözüm ilişti bir ağaca ve
dalındaki cevizlere
sonra da ağaçlar aramda duran duvara
sonra da o duvarın etrafını sardığı camiye
içimde karşı koyamadığım bir yeme isteği
sonra da birazını toplayıp eve götürme
peki kimden müsaade alacaktım almak için cevizleri
müezzin, imam yahut cemaat kimin malı burası?
aklıma geldi birden
derler ki tüm mabedler Tanrı'nın evidir
bütün dinlerce böyledir.
o zaman burasıda onun evidir
ve yine derler ki "O her şeyi görür, duyar işitir."
madem o görüyorsa bu benim için kafi dedim ve başladım toplamaya
birden bir ses duydum öteden
-bre kafir Tanrı'nın evinin bahçesinden ceviz çalmaya utanmıyor musun? Hırsız! dedi
hırsız ben miyim? diye iç sesim konuştu benimle dışarıya çaktırmadan.
-Tanrı'ya inanıyor musun? dedim.
-O ne demek, tabi ki? dedi.
-Peki O şu an görmüyor mu bunları aldığımı? diye sordum.
biraz durdu, düşündü ve ekledi
-O her şeyi görür, dedi.
-Madem burası O'nun ve O her şeyi görüyor bu durumda benim yaptığıma hırsızlık diyemezsin değil mi? Gizli bir şey yapmıyorum sonuçta, O'nun evinden O görürken alıyorum bu cevizleri. Rızası olmasaydı bir işaret çakardı herhalde. Hem sen kim oluyorsun mülk sahibi ses etmiyorsa sana ne olmuş, sen ne karışıyorsun.
dedim.