duru ve berrak bir su
birazdan bir toz bulutuna bulanacak
bir hortumun marifetiyle
uçuşan naylon poşetler
göğünde
ruhum bu teşbih
sana bu tasvir sana
...
t/ipsizdim
dipsiz kuyulara hüznümün ağırlığıyla boca edildiğimde
çocuktum daha
daha kendime bir ilk, bir bahar bulamamıştım.
...
kimse duymayacak biliyorum
sesimi,
sesimizi
ben hem BİR'im hem de ÇOK'um
arasan yerle gör arasında aslında orada da yokum
olmadım hiç
bütün mesafeler uzak
bütün eller yumuşak, kadife sesli bütün yüzler
saçlarım bir elin hayalinde kaldı,
sesim kadife bir noktanın ezgisinde
kastım bu değildi yaşamaktan
kıstım, kıstırıldım.
...
diken ve gül
hangi mahkumun açmazı
gülün mü?
...
biliyorum kimse salmayacak ipini
sarkıtmayacak bedenini
cepleri dururken uzatmayacak ellerini...
onşubatayini
burada noktaladı
hüznün tayinini
geldi ve bir daha gitmedi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder