Kırmızı Çizgi

yolundan şüphe duyanlar

yani

kendileriyle değil de

bir şeylerle yahut başkalarıyla var olanlar

çizgi sahibi olurlar

önlerine, arkalarına, sağ ve sol yanlarına

hatta 

kafalarının üstüne 

çizgi çekerler...

ahhhhh onlar ki 

ne kadar da çaresiz, 

ne kadar da ilgiye aç

dokunmaya muhtaç...

bakmayın öyle külhanbeyi narası perdesinden fırlayan kırmızı çizgilerine

rengin bir ehemmiyeti yok 

çizgi çizgidir...

bir korkunun göstergesi, 

bir konağın yıkılma tehlikesi

ya bildiklerim, inandıklarım yanlışsa kaygısı 

heyhat!

halbu ki şüphedir 

bizi bugüne getiren

bildiğimizden şüphe duymalıyız 

düşüncelerimizden de

bilmediğimiz gizli dehlizlerinin olabilme ihtimali

içimizi yiyip bitirmese de bizi diri tutmalı

kibrimizi insan kılmalı 

...

oysa sen 

"küçük insan"

yolunu kaybetme kaygısı,

geldiğin yere dönmeme korkusuyla

çizdiğin çizgiler

işte onlar

bütün bu rezilliğimizin 

müsebibi 

sense taaa

Habil'den beri iflah olmayacak 

yarasısın bu evrenin...




Asghar İmani-LEYLA


Derdin öyle derinki leyla, hepsi yükümdür Sensiz bir yaşam leyla, hapis yurdumdur ----(zindan-yaşama vurmak) kürtçedir Zülüf gölgesi nerde leyla, ölürüm inlerim küsmek taksir leyli leyla, efkarıma bir çare, feryadım----(taksir-aykırı davranmak) Leyli leyli Leyli yaşam Leylam Gençtir ----- (duam demiyor, ciwane diyor- gençtir demek) Leyla iki cilveli gülüşün, öyle kendinde kalmışlar Sarı renk hazan leyla, hatta sonbahardır Sarı rengim nerde leyla, uzaksın azizem, feryadım Zülüf gölgesi nerde leyla, acı acı çekeyim Bu yıkık sokaklarda leyla, öylece bırakıldım Leyli leyli Leyli yaşam Leylam Gençtir Leyla iki cilveli gülüşün, öyle kendinde kalmışlar Her yüz kalın, her ses kardeş olsun Feleğin işi leyla, sen tek bambaşka ol, feryadım Benim ve senin onurun oldu, benim yeni gölgem--(kerim onur) Sen ağaçsın zarifsin leyla, benim yeni ağacım Leyli leyli Leyli yaşam Leylam Gençtir Leyla iki cilveli gülüşün, öyle kendinde kalmışlar Leyli leyli Leyli yaşam Leylam Gençtir
çeviri kaynak: THE YNC

 

İnci

bekledim 

bir dağın sabrıyla,

bir dalın acısıyla

üzerime sinmiş insan tozunun 

genzimde bıraktığı sisli koku ile

bekledim...

denizin boyum kadar altında

içimde kocaman bir taş ile.

belki dedim,

belki bu beklemek

bu ruhu terbiye eden temrin

bu dudaklarına hapsolmuş emrin

bir inciye dönüşür 

içimdeki taş

altın kadar değerli

...

olmuyor 

kurduğumuz uzun cümleler, 

gerdana hapsolmuş acemi öpüşler

ve bir düğmeyi çözmeye mahcup

dudaklar dolusu mazi

çok sonra anladım

çok sonra

insan bedeninin fazlalıkları, 

girintileri ve çıkıntılarıyla 

öğrendikleri kadarmış.

gecikmiş,

geç kalmış bir idrak

ben bir istirdyeyim

Cibran'ın soru sorduğu

sen ise içimde rengi altına çalan ve bir türlü 

demlenmek bilmeyen 

inci

...

artık

bir 

düşe hapsolmuş

açık kalmış

ve kapanmamış bir yevmiye defteri

aramızda

ki 

hiç

kapanmayacak

bu

mesafe

...

ah izmir

izmir olalı böyle bir tıkanma 

görmedi, görmeyecek...

İ.D.

Özlem

bütün ilimlerin ve cümle maddenin
ruhuna işlemiş 
kimya
insanın kah burnuna 
kah gözlerine sürtünen
yokluğun deryası
özlem
...
cabut bağladım
duraklara
bilmediğim bir iklimdi
ben yolunu bulmaya teşne bir naylon parçası 
rüzgarına kapılmış
ordan oraya
Bayraklı nere Buca nere
ve 
neresi Özkanlar...
belki en uzun yolum değildi bu güzergah
ama
uzatmalıydı her haliyle
Platon kolumun altındaki kitabın yazarı
ben ise
ona kafayı takmış bir Platonik
...
nasıl olmalı bu "devlet"
özlemini çekiyoruz
nihayetinde
...
çok çok 
eziyet gördü bu sine
çok yandı yanıldı 
bu uğurda
...
özlem, 
bir element olmalı
periyodik tabloda
...

Zıtlık

Üsküdar'dan bu yana lo kimin yurdu? A.Arif kendine  mağdur, mağdura da fail süsü vermiş faillerin yurdu!