SAYIKLAMALAR 1

duruyorum işte
gözlerin kadar derin
bir uçurumun kuyusunda
-kıyısında mı diyecektim-
bilmiyorum
ama ilk değil bağrımı dağlayan bu
sanal dalga
evham, başka bişey değil
...gittin geldin...
ne değişti
ne bitti
bilmediğin görmediğin ne tarafı kaldı ki yenilgilerin
uzatma işte
ellerin tutulacak kadar uzan(a)mıyor
hiç-
kimseye!
diyor kalbim.
düşüyorum işte o an
gözlerinin kuyusuna hemde bağrımın sol tarafının üzerine
ve yumuşak ve sert
yani belki de
ikisinin arasında bi yerde duran bir his-
zayiat beliriyor
boynumun altındaki parmaklıklarda
bir yarılma -kırılma mı demeli-
bilmiyorum...
olasılık
matemetiksel bir mevzu değil sadece
gözlerini de kapsar
zar misali
"dü şeş"
gelme ihtimali
ne kadar
içinin dışının çarpımına mı dahil etmeli bu
marazlı mevzuyu
yoksa
önce bir bilinmeze alfabenin sonunda bir harften uydurulan bir isim bulup
gözlerini koymalı çarpanına
sonra da aynı boyda iki kürdan misali tire iliştirmeli ki
denklem
vücut bulsun...
lakin birincisinde bilinmez olan "bir" şey var
ama ikincisi hani gözlerinin doldurduğu boşlukta
kaç bilinmez cirit atıp duruyor
ömrüm bilmez ve cahil...
sus(malıyım)
...
varsayım bir,
ben zarı attım
dü şeş
...
gele
geldi
ya gözlerin
başının omuriliğinin kıvrımından güç alıp boynunun üzerine yaslanması
ve çenen ile yer arasında en az bir doksan derecelik açının kurulması lazım
...
velhasıl düştüm;
kalbim,
düştü
kırılan
göğsümün
üstüne
kırıldı
ulu-
(ve)
orta
...

çok mu şey istiyorum
kıyında hüznüm ama
kuyunda debeleniyorum şimdi
...
galiba bir zardan ya da basit bir matematik denkleminden
fazla,
daha fazla
hatta çok daha fazla
bir şey istiyorum
...
oysa bu dediklerimin hiçbirinin sen(in)le
ilgisi yok
...
ya da ben sus(m)alıyım
...
"ben,
arsız
yolların
müdavimi..."

evham, başka bişey değil
...gittim geldim...
ne değişti
ne bitti
bilmediğim görmediğim ne tarafı kaldı ki yenilgilerin
ellerim tutulacak kadar uzan(a)mıyor
hiçbir hülyaya
...
sus diyor kalbim
iki kelam bir araya gelse bile sana
...............................................
............................................................
..........................................................................


İ.D.

FELLUCE

"zulüm,zalimin fantezisidir... "

Yıkıntılar mı büyütür acıları
yoksa
acılar mıdır ayakta tutan yıkıntıları...
Bağırma!
duyulmasın sesin
suskun sokakları bu kentin,
felce uğramış sanki...
FELLUCE
kimin kenti arapların mı,
acıların mı
yoksa
...
Bağırma!
duyulması bir anlama uğramıyor nasılsa sesinin
suskun sokakları
silahların gölgesinde
endişeli bütün duvarları,
camları evlerinin...
ölmektir çoğalan hergün
bir de acılar
FELLUCE
de
kimin kenti(sin)?
arapların,
amerikalıların
yoksa
acıların mı...

İ.D.

1.METAMORPHOSE

baksana, her tende soluk alabiliyorum ;avuçlarım da terlemiyor bir türlü...
ve ne yaparsam yapayım ellerim kiri göstermiyor artık...
"...ellerim bir başkasının dalgalı saçlarında gezinirken kirlenmiyorsa(m), kaldırıyorsa midem bu garabeti kusamıyorsam..."
varlığının bendeki yokluğuna ettiği eziyetten' dir...
gördüm o suyun akışını ve yatağına yaslanışını...
dedim ki,
...herkes kader kisvesi altında kendi kederini yaşar aslında, tercihlerinden gelen...
saçlarıma dokunma!"
su akar yatağını bulur..."

Zıtlık

Üsküdar'dan bu yana lo kimin yurdu? A.Arif kendine  mağdur, mağdura da fail süsü vermiş faillerin yurdu!