TÜKENME

baksana her tende soluk alabiliyorum; avuçlarım da terlemiyor bir türlü
ve
ne yaparsam yapayım ellerim kiri göstermiyor artık...
"...ellerim bir başkasının dalgalı saçlarında gezinirken kirlenmiyorsa(m), kaldırıyorsa midem bu garabeti kusamıyorsam..."
-varlığının bendeki yokluğuna ettiği eziyetten' dir...


İ.D.

KİME GÖRE

                                                                                             ...yangın hangi ocağa düşerse düşsün benim küllerim tutuşur, yanarım...

Kime göre bu ölümler meşrudur;
kime göre olması gereken yerde, olması gereken vuku bulmuştur

kim kimden çekip almıştır hıncını,
döküp sinesinin en yangın yerine,

kimin ateşi daha gürdür,
kimin yangını daha çok yakıyor,

kimin ocağına apansız giriyor acı ve kimin acısı daha büyük olur,

kimin öfkesi daha karalıdır gözlerinden,
kimin sancısı daha derindir diğerinden,
kimin yarası…

kimin cinayeti daha iyidir,
kimin cenneti ya da kimin cinneti,

kimin ölüsü daha değerlidir, kimin değersiz,

kimin kanı daha temizdir,

kim daha aktır, kim daha pak;

Kimin kuyuları daha derin
Kimin meçhulunun yeri daha serin

kimin mermisi daha uzun menzile gider,
kim daha iyi vurur alnın çatından,

kim daha çok doğurur, kim daha çok yoğurur fedaileri,

kimin failleri daha çoktur
kimin fedaileri...

Kim daha çok ister gülmeyi, kim ister nedensiz ölmeyi
Kim daha çok ister barışmayı, kim ister ölmekte yarışmayı

Kimmmmmmmmmmmmmmmm...


İ.D.

RENGÊ DENGAN & DENGÊ RENGAN

çi bêjim
rengê dengan wenda bû
çila evînê temirî
gelo dengê rengan çewaye?
û çila ronahîyê



tu zanî
ji ber kela dilê xwe
-ewê kila xwe ji dilê te standîye-
bi çola te ketime



çi bêjim
ez xwe bi dengbêjî didim nasîn
lê tu qebûlnakî vê leqema min
ka dil û hiş çer bimîne li cihê xwe
ka çer bimîne li çola te
de bifikire !
bizanibe
ez ne beradayîme
û ne jî sûtim
lê belê
beradayîyê teme
û sûtê kuçê teme
tu rû nadî min
ez çibikim



tu zanî
bê min kes şên nake
bax û bîstanê te
û kes av nade çol û erdê te
bi dengê rengan
û bi rengê dengan



İ.D.

MÜNZEVİ

nereye dönüyorsam kıblemi
kâbe’m yerinde değil,
bir dönence say ki
ben döndükçe durmayan dünya misali
içindeki ben
biliyor(d)um oysa

- beş vakitli toprak damların artığıyım-

İ.D.

ARABESK METAPHORE

gözlerindeki cehennem değil midir


yanmama sebep
...

yoksa ben miyim

cehennem

de

sen yanarsın

diye mi uzaksın bana….

İ.D.

BOZULMAYAN EZBERİM

...ezberim bozulma...
...
öyle birini sevmeli ki,
elinden tuttuğunda
nereye diye sormamalı;
birini
öyle sevmeli
ki
o,
hadi gidelim dediğinde
nereye diye sormamalı
...

İ.D.

ŞENLİKTEN GELEN YAR

gözlerinden belli
sana bir şenlik uğramış
ya da sen geçmişsin
tam ortasından
bir şenliğin
yüzünün bütün kıvrımları şahitlik eder biliyorum,
gül-
     dün-
                ya!
…beni sevmesen de olur …
gözlerinden belli
sana bir şenlik uğramış
ya da sen yarmışsın bir şenliği
tam göbeğinden
dökmüşsün orta yere neşe(si)ni
gülüyorsun,
gül-
            dün-
                   ya!
beni sevme-
                               sende olur…

İ.D.

vicdan

...savaşlar olsun istemiyorsanız,
çocuklar(ınız)a kaybedeni olmayan oyunlar
öğretmelisiniz...

İ.D.
….


söz,

sevdadan açılmış yaar

yârdan düşmemiş,

dağılmış sokağına

boca edilmiş zââr



İ.D.

KAPALI KUTULAR

iki kapalı kutu
iç içe geçmez /hiç bir zaman
iki kapalı kutunun
iç içe geçmesi için
en az birinin açık olması gerekir
...

ikisi açık yahut biri kapalı olan kutular (da)
iç içe geçmez/her zaman
ikisi açık yahut biri kapalı olan kutuların (da)
iç içe geçmesi için
birinin daha
geniş olması gerekir
ki
İÇERSİN 
diğerini
...


İ.D.      

YANMA*


el
ele
tutuşmak
...
ateşsiz
dumansız
külsüz
...


İ.D.



*Yanma reaksiyonları kimyasal bir bileşiğin oksijen atomu ile reaksiyona girmesi sonucunda gerçekleşir ve yanma olayları sonucunda ısı ortaya çıkar.
kimlik karmaşasıdır gözlerinin kıyısına musallat olan tereddüt


gülüşün bir ruj lekesi gibi

unutulmuş, kalmış suretinde

oysa aslı yok suretinin, ki sureti ne olsun...



“…sen yıkanmalısın…”



bağrını bir damla suya yasla

suya dokunsun varlığın,

silinsin suretinin terkinde emanet ruj lekesi…

varsın kırık olsun bütün aynaların sureti resmine



“…sen gülmelisin…”

ki

ben döneyim baharıma...

İ.D.

GÖNLÜM

gönlüm vur kendini
bana
beni ona
...
de ki;
el ver,
ses ver,
yol ver
...
tutayım.
duyayım.
unutayım.
...
gönlüm
vur kendini ona
onu bana
...

(yoook yok !
kulağa hoş gelse de iyi bir fikir değil.)
...
vur kendini bana
beni ona (olduğu kadar)
...

İ.D.

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ

koyu yeşillikler içindesin sevgili
gülüşünün gölgesinde kalan
bir dağ silueti ardındaki…
dağ büyük mü sanıyor kendini ne?
üzerine düşmüşken gölgen

...

koyu yeşillikler içindesin sevgili
suyu bol,
güneşe hasret bir yaban
ikliminde

...

ne ki bu
uzanan
ellerin mi yoksa
ellerime



koyu yeşillikler içindesin sevgili
ve
ben
yokum



İ.D.

BLÖF

....
ya
sev_________sev
___________me
beni,
ya ___________ya
da____________da
yasakla____________sakla
içine
beni
...
İ.D.
şehirler kadar yol gittim...
sen' deki,
-yakınlık ne kadar da uzakmış varamadım...

İ.D.

SURETİNİN CÜMLE KAPISI

...suretinin cümle kapısı,
aç ağzını!
dönsün dilinin
altında ezberimi bozan bakla
ne varsa senden unutulup giden
bir daha
bir daha
geliversin akla...

İ.D.

ZENCİR

...
sevdan
boynuma dolanmış
zencir*,
sen
kendine doğru çektikçe
değil,
geriye doğru ittikçe
incir
...

İ.D

* zincir
bir
-düştü-
az önce
iki de düşmek üzere
şimdi,
GİTME KAL!
üçü taşımaz bu denklem


“...iki dağın arasında kalmışam...”

İ.D.
"sormadım
söylemedinya/dasormadınsöylemedim
...
...
ikimizde
kocamanbirer
sustuk
..."

İ.D.
"ben sormadım
sen de söylemedin
ya da
sormadın ben de söylemedim
ikimizde kocaman birer
sustuk..."

İ.D.





SAYIKLAMALAR 2

varsin olsun
işte...
sadakat
güzeldir/
kara kuru bir sevdanin peşine
düşmek de/
kanatip dizlerini
en onulmaz yerinden
yüreginden yani/
bıkmadan usanmadan
...

"
bizim buralarda sadece bayramlardır
bütün iyi şeylere ve güzelliklere sebep
iyi giyinmek, süslenmek, sevmek
ve
öpmek
avucu nasır kokan kederli bir eli
yahut
gülyüzünün eteklerine kurulmuş
gamzeden cukurlarını bir güzelin..."

varsin olsun
işte...
sadakat
güzeldir/
kara kuru bir sevdanin peşine
düşmek de/
kanatip dizlerini
en onulmaz yerinden
yüreginden yani/
bıkmadan usanmadan
...

İ.D.
hakikat, bütün yanlış hesapların döndüğü bir pazardır...
İ.D.

ayn(a)

"...ayna(da) gözün
gözün(de) yüzüm
yüzüm(de) hüzün..."
...kalmadı...

İ.D.

SAYIKLAMALAR 1

duruyorum işte
gözlerin kadar derin
bir uçurumun kuyusunda
-kıyısında mı diyecektim-
bilmiyorum
ama ilk değil bağrımı dağlayan bu
sanal dalga
evham, başka bişey değil
...gittin geldin...
ne değişti
ne bitti
bilmediğin görmediğin ne tarafı kaldı ki yenilgilerin
uzatma işte
ellerin tutulacak kadar uzan(a)mıyor
hiç-
kimseye!
diyor kalbim.
düşüyorum işte o an
gözlerinin kuyusuna hemde bağrımın sol tarafının üzerine
ve yumuşak ve sert
yani belki de
ikisinin arasında bi yerde duran bir his-
zayiat beliriyor
boynumun altındaki parmaklıklarda
bir yarılma -kırılma mı demeli-
bilmiyorum...
olasılık
matemetiksel bir mevzu değil sadece
gözlerini de kapsar
zar misali
"dü şeş"
gelme ihtimali
ne kadar
içinin dışının çarpımına mı dahil etmeli bu
marazlı mevzuyu
yoksa
önce bir bilinmeze alfabenin sonunda bir harften uydurulan bir isim bulup
gözlerini koymalı çarpanına
sonra da aynı boyda iki kürdan misali tire iliştirmeli ki
denklem
vücut bulsun...
lakin birincisinde bilinmez olan "bir" şey var
ama ikincisi hani gözlerinin doldurduğu boşlukta
kaç bilinmez cirit atıp duruyor
ömrüm bilmez ve cahil...
sus(malıyım)
...
varsayım bir,
ben zarı attım
dü şeş
...
gele
geldi
ya gözlerin
başının omuriliğinin kıvrımından güç alıp boynunun üzerine yaslanması
ve çenen ile yer arasında en az bir doksan derecelik açının kurulması lazım
...
velhasıl düştüm;
kalbim,
düştü
kırılan
göğsümün
üstüne
kırıldı
ulu-
(ve)
orta
...

çok mu şey istiyorum
kıyında hüznüm ama
kuyunda debeleniyorum şimdi
...
galiba bir zardan ya da basit bir matematik denkleminden
fazla,
daha fazla
hatta çok daha fazla
bir şey istiyorum
...
oysa bu dediklerimin hiçbirinin sen(in)le
ilgisi yok
...
ya da ben sus(m)alıyım
...
"ben,
arsız
yolların
müdavimi..."

evham, başka bişey değil
...gittim geldim...
ne değişti
ne bitti
bilmediğim görmediğim ne tarafı kaldı ki yenilgilerin
ellerim tutulacak kadar uzan(a)mıyor
hiçbir hülyaya
...
sus diyor kalbim
iki kelam bir araya gelse bile sana
...............................................
............................................................
..........................................................................


İ.D.

FELLUCE

"zulüm,zalimin fantezisidir... "

Yıkıntılar mı büyütür acıları
yoksa
acılar mıdır ayakta tutan yıkıntıları...
Bağırma!
duyulmasın sesin
suskun sokakları bu kentin,
felce uğramış sanki...
FELLUCE
kimin kenti arapların mı,
acıların mı
yoksa
...
Bağırma!
duyulması bir anlama uğramıyor nasılsa sesinin
suskun sokakları
silahların gölgesinde
endişeli bütün duvarları,
camları evlerinin...
ölmektir çoğalan hergün
bir de acılar
FELLUCE
de
kimin kenti(sin)?
arapların,
amerikalıların
yoksa
acıların mı...

İ.D.

1.METAMORPHOSE

baksana, her tende soluk alabiliyorum ;avuçlarım da terlemiyor bir türlü...
ve ne yaparsam yapayım ellerim kiri göstermiyor artık...
"...ellerim bir başkasının dalgalı saçlarında gezinirken kirlenmiyorsa(m), kaldırıyorsa midem bu garabeti kusamıyorsam..."
varlığının bendeki yokluğuna ettiği eziyetten' dir...
gördüm o suyun akışını ve yatağına yaslanışını...
dedim ki,
...herkes kader kisvesi altında kendi kederini yaşar aslında, tercihlerinden gelen...
saçlarıma dokunma!"
su akar yatağını bulur..."

Zıtlık

Üsküdar'dan bu yana lo kimin yurdu? A.Arif kendine  mağdur, mağdura da fail süsü vermiş faillerin yurdu!